20 Ekim 2010 Çarşamba

OLYMPOS ANILARI

Olympos'tan döneli on günü geçti ama benim eşref saatim anca çattı olanı biteni yazmak için.
İlk gün yerleştiğimiz Kadir'in Ağaç Evleri'nde ettiğimiz sabah kahvaltısının ardından Adrasan'a geçip dört tekneyle açılarak Adrasan ve çevresini denizden izleyip keyfine vardık.Ben ve benim gibi bir kaç arkadaş hariç herkes denize girdi.Ohh pek güzelmiş diyerek Sonbahar'da denize girmenin tadını çıkardılar.Ben de boş durmayıp güneşin denizle birlikte yaptığı renk oyununu fotoğrafladım.Teknelerin denize yansıyan görüntüleri güneş ve rüzgârında etkisiyle tam bir ebru oluşturdu denizin üzerinde.Akşam ise Haluk Uygur'un fotoğrafın felsefesi üzerine yaptığı üç bölümlük sunumun ilk bölümünü izledik ve dinledik.
İkinci gün Termessos gezisi vardı lâkin ben ve bir kısım arkadaş Kumluca çevresini gezip fotoğraflamayı tercih ettik.Dört-beş araba doluşup yola çıktık.Önce Kemer'in yayla köylerinden olan Beycik'e çıktık ve sisli manzaralar çektik.

 
Sonra istikâmeti Kumluca'ya çevirip dağ yolundan sahile doğru inerken orman işçilerinin kaldığı çadırlarda onları görüntüledik.




Kumluca'lı arkadaşlardan birinin yanında gezdirdiği minik kızı sevimli (maaşallah demeden bakmayın emi :) ) Dilem Naz da bize modellik yaptı.





Sahile inince önce karnımızı doyurup açlığımızı giderdik.Sonra da serpme ağ atan balıkçıları kareledik.Epey kalabalık olduğumuz ve çekim yaptığımız alan dar olduğu için bir şekilde birbirimizin kadrajına bir tarafından dahil olmak durumunda kaldık ama yine de güzel zaman geçirdik.İkinci gün akşam yine Haluk Uygur'un sunumunun ikinci bölümü vardı ama milli maç yüzünden kısa kesmek durumunda kaldılar.Maçtan sonra ise eğlence- muhabbet derken odalarımıza yatmak için yollandığımızda sabah dörde geliyordu saat.

Üçüncü gün sabah kahvaltının ardından ben hemen ayrıldım onlardan.Çünkü programda Düden Şelalesi ve Kurşunlu Şelalesi vardı.Arabayla gittiğim için onlardan önce eve dönüp yükümü boşalttım.Üzerimi değişip tekrar onlarla buluşmak üzere evden çıktım.Önce Düden Şelalesi'ni gezdik, sonra önceden rezervasyon yapılan restaurantta öğle yemeğimizi yedik.Arkasından elbette Türk kahveleri içildi, fallar bakıldı ve bu kadar dinlenme yeter deyip Kurşunlu Şelalesi'ne doğru yola düştük.Ben nedense her daim elimin altında olduğu için midir nedir bilmem fotoğraf çekmek istemedim.Kurşunlu Şelalesi de gezildikten sonra arkadaşlarla vedalaştım ve onları tekrar Olympos'a yolcu edip evime geri döndüm.
DİP NOT :: Gördüğünüz şelale fotoğrafını da Düden Şelalesi'ne daha önce gittiğim bir zamanda çekmiştim.
EN DİP NOT :: )) Siz bunları şimdilik okuyup hazmetmeye çalışın, ben de yeni yazımın hazırlığını yapadurayım.

1 yorum:

  1. Düden şelalesi önünde bir resmim vardı şimdi aklıma geldi... ne güzeldir sonbaharda denize girmek, bayılırımç Bir keresinde tatilimizi özellikle eylülde yapıp Bodrum'a gitmiş, doyamamıştık.Resimler süper, söylenecek söz yok.

    YanıtlaSil

Siz mesajınızı bırakın, ben haber veririm :)
Gününüzün güzel geçmesi dileklerimle...
GÜLTER ÖZGÜR